Vakit Kıbrıs vakti yine…

24.03.2025 - Pazartesi 10:48

90 lı yılların tam ortasında başladı basın yazmaya
"İrtica geliyor" "Vatan elden gidiyor" "Adaletsizlik her yanı sardı" "Seçilmişlere Darbe" gibi cümleleri. Hepsinin altında halk ile polisi, askeri karşı karşıya getirmek yatıyor.
Yaşı yetenler hatırlayacaktır. Ülkede 1 yılı biraz geçen koalisyon hükümetleri kuruluyor, istenileni yapmadı mı, devrilip yerine yenisi getiriliyor.
Bu ülkenin öz be öz evlatları Necmettin Erbakan ve Bülent Ecevit e Kıbrıs çıkarmasında gösterdikleri dirayet ve kararlılıkla vahşi batı güçlerine kafa tutmalarının adeta cezası çektiriliyor du.
İktidardan gitmeliydiler. Hemde öyle gitmeliydiler ki bir daha insan içine dahi çıkamamalıydılar.
Bütün oyun bunun üstüneydi.
3 yılı aşkın sürdü o zamanın son koalisyonu.
Ülkede başörtüsü sorunu alevlendirildi, inancını yaşayan herkese sahtekar dinci muamelesi yapılırken gerçek takiyicilere dokunulmadı büyütüldü, cunta sokakları esir aldı, gazete patronları tarafından iradeye ayar çekildi.
Bu arada İstanbul'un parlayan bir başkanı vardı,
Aşağılandı, dışlandı, mağdur edildi, yolları kesildi, tuzaklar kuruldu düşmedi, hileler yapıldı yemedi.
Ezberleri bozdu işine baktı. Büyüyordu.
Ezilmesi gerekliydi. Şiir okudu hapse atıldı.
O daha da güçlenerek ayaklandı.
Hemen gücün yanında saf alındı. Ondanmış gibi davranıldı.
O durmadı.
Milli atılım hamlesini yaptı başardı.
Tüm emperyalistleri dize getirdi.
Darbelere, cuntalara direndi onların esaretini bitirdi.
Şimdimi yine kıbrıs meselesi gündemde kafa tutuldu, iki devletli politikaya geçildi. Yine emperyallere kafa tutan vatan evlatları var.
Hassas nokta Akdeniz.
Ve zaman geldi. Bas düğmeye.
İstanbulu Kazanan Türkiye'yi kazanır. Anahtar cümle. Daralt ekonomiyi, salla piyasaları, Gerçek Atatürkçüleri baskıla, sahte laikçileri pohpohla. Bas milletin ümüğüne, Zehirle vatan evladını.
Madem mağduriyet kazanıyormuş.
O zaman mağdur olmalıyız, oluşturmalıyız.
Bir yatarı eksik onuda yaptık mı tamamdır bu iş.
Sokaklarıda hareketlendirelim, polisle halkı karşı karşıya getirdikmi.
Kardeş kardeşe kırdırılır el değmeden.
Birde kalelerin başlarını tuttunmu.
Yassı ada günlerine kadar gider bu iş.
Yoksa kurtulamayız bu
TÜRK' ün soyundan.
Biri gider biri gelir.
Esarete girmezler bir türlü.
Filmi herkes hatırladı sanırım.
Ne yaparsanız yapın. Türk'ün evlatlarının kanı belki o anki iktidar hırsı ile az akabilir, yanlış akabilir, tıkanabilir ama asla ve asla bozuk akmaz.
Bakalım görelim, fragmanı çıkan bu filmin devamı bildiğimiz gibimi ilerleyecek.
Yoksa bu seferde bu koca yürek yine seyri değiştirecekmi.
İzleyelim görelim.

YORUM YAZ
Kare Hareketli Banner
Reklam Verebilirsiniz